TÜKETİCİ KREDİSİNDEN KAYNAKLANAN İCRA TAKİPLERİNDE TÜKETİCİ ALEYHİNE İTİRAZIN KESİN KALDIRILMASI YOLUNA BAŞVURULAMAZ
Bilindiği üzere, borçlunun icra takibine itiraz etmesi üzerine alacaklı elinde İİK 68/b maddesinde geçen belgeler varsa itirazı bertaraf edebilmek amacıyla dilerse itirazın kaldırılması yoluna, dilerse de itirazın iptali davası yoluna başvurabilir.
Fakat tüketici kredisinden kaynaklanan takiplerde
tüketicinin itirazı üzerine alacaklı elinde İİK 68/b maddesinde geçen
belgeler bulunsa dahi itirazın kaldırılması yoluna başvuramaz.
İzah edersek;
İİK’nun 147. maddesi
göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 68/b maddesinde; “Borçlu cari
hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi
kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği
adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta,
uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden
onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır.
Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin
noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç
doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski
adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır. Süresi içinde gönderilen hesap
özetinin muhtevasına alındığından itibaren bir ay içinde itiraz etmeyen krediyi
kullanan taraf, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını ancak borcunu ödedikten
sonra dava edebilir.
Kredi sözleşmeleri ve
bunlarla ilgili süresinde itiraz edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve
krediyi kullandıran tarafından usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve
makbuzlar bu kanunun 68.maddesinin birinci fıkrasında belirtilen belgelerden
sayılırlar. Krediyi kullanan taraf, itiraz etmediği hesap özetinin dayandığı
belgelerde kendisine izafe edilen imzayı kabul etmiş sayılır…” hükmü yer
almaktadır.
İİK'nun 68/b maddesinde
yapılan düzenleme bankalar lehine olup, borçluların, cari hesabın kesilmesine,
hesap özetine ve tazmin talebine ilişkin tebligatları almamak suretiyle takibin
başlatılmasını geciktirmeleri önlenmiş bulunmaktadır. Bu düzenlemeye göre,
kredi sözleşmelerindeki adrese çıkarılan hesap özetlerine bir ay içinde itiraz
edilmemesi halinde hesap özetinin içeriği takip hukuku yönünden
kesinleşecektir. Kredi sözleşmeleri ve bunlarla ilgili süresinde itiraz
edilmemiş hesap özetleri ile ihtarnameler ve krediyi kullandıran tarafından
usulüne uygun düzenlenmiş diğer belge ve makbuzlar İİK’nun 68/1.maddesinde
belirtilen belgelerden sayılırlar. Borçlu, hesap özetinin gerçeğe aykırılığını
ancak borcu ödedikten sonra genel mahkemede açacağı bir dava ile ileri
sürebilecektir.
Görüldüğü üzere ilgili
hüküm bankalar lehine konulmuş ve borçlunun durumunu ağırlaştırıcı
niteliktedir. İtiraz edilmeyen bir ihtarname 68’deki belge niteliği
kazanmaktadır. Yasa koyucu, bankalardan kredi kullanan bir kısım kredi
(tüketici kredisi) lehtarını bu ağırlaştırıcı hükümlerden ayrık tutmak amacını
güttüğünden, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna 4822 Sayılı
Yasa'nın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; "Tüketici kredisi, tüketicilerin
bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları
kredidir." şeklinde tanımlandıktan sonra, maddede bu tür sözleşmelerin
yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi
farklı ve özel şartlara yer verilmiştir. Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi
kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin
uygulanacağı belirtilmiştir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, tüketici kredisi kullanan
borçluları diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını
iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla getirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun
kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp
düşmediklerinin, borcun muaccel olup olmadığının, muaccel olan borç miktarının
ve faizinin tespitinin, yapılan özel sözleşmelerin şartlarında
değerlendirilmesi gerekir.
Tüketici Yasasına göre daha genel bir Yasa olan İİK'nun 68/b
maddesi, bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup,
yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasasında yer vermiş olması da,
maksadının bu yönde olduğunu ortaya koymaktadır. Aksinin kabulü halinde,
tüketici kredilerinde de İİK'nun 68/b koşullarında çekilen ihtarla başlatılan
ilamsız veya ilamlı takip kesinleştirilmiş olacak, özel yasada düzenlenen
muacceliyet ve temerrüt koşulları tartışılmadan alacağın tahsili gerçekleşecek,
tüketici lehine getirilen yasa maddelerine rağmen diğer kredi borçluları ile
aynı koşullarda icra takibine muhatap kılınarak mağdur edilecektir.
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun
temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne miktarının tahsil
edilebilir olduğu, faiz miktar ve oranlarının tespiti, tüketici yasası
koşullarında yargılama yapılmasını gerektirir. Bu durumda İİK.nun 68/b ve
İİK150/ı maddelerinin tüketici kredilerinde uygulanma olanağı bulunmamaktadır.
(YARGITAY 12.HukukDairesi Esas: 2014/ 35011 Karar: 2015 / 9079 Karar Tarihi:
09.04.2015) Dolayısıyla tüketici kredilerinde itirazın kesin kaldırılması
yoluna başvurulması durumunda talebin reddine karar verilir.
Yorumlar
Yorum Gönder
Ziyaretiniz için teşekkürler…Yorumlarınızı bekliyoruz…